21 Temmuz 2011 Perşembe

Yıldırım'dan mektubu!

Cezaevinden mektup gönderen Yıldırım, "Bu sürecin ardından Fenerbahçe'deki görevim son bulacak" dedi...

İŞTE O MEKTUP:

"Ben Aziz Yıldırım, Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı. 1952 yılında Diyarbakır Ergani’de doğdum. Bu ülkenin insanıyım. İnşaat mühendisiyim. Bugüne dek kendi ülkem ve milletim için çalıştım ve gözlerimi de vatanımda yumacağım.

"BETONDAN DA ANLARIM FUTBOLDAN DA"
Spor sevdalısı, ama daha da fazla Fenerbahçe sevdalısıyım. Betondan da, futboldan da anlamam ondandır. Ama voleyboldan da anlarım, yelkenden de anlarım, basketboldan da anlarım, masa tenisinden de anlarım, yüzmeden de anlarım, kürekten de anlarım, atletizmden de bokstan da anlarım.

2000’e yakın sporcu evladım vardır benim. Hepsi birbirinden değerlidir, çünkü onlar Fenerbahçe forması giyerler. Onlar Fenerbahçe formasını çıkarır milli formayı giyer; ülkemin insanlarının yurtdışında göğsünü kabartır, gözlerini yaşartır mutluluk gözyaşı döktürürler.

"FENERBAHÇE'Yİ HERKESTEN ÇOK SEVDİM"
Ben evlatlarımın hepsini ismen tanırım, nereden geldiklerini, nasıl sporcular olduklarını bilirim. Ben hepsinin akıttıkları helal terin, kazandıkları her başarının kefiliyim, hamisiyim. Çünkü ben Fenerbahçe Spor Kulübü’nün Başkanıyım. 1990’dan bu yana kulübüme hizmet ettim. 1998’de "bir oy" farkla seçimi kazanıp başkan oldum. Herkesten de "bir farkım" oldu hep, çünkü ben Fenerbahçe’yi herkesten çok, canımdan, hayatımdan, kendimden çok sevdim.

"HAYATIMI ADADIM"
Fenerbahçe’ye hayatımı adadım. Eşimi, çocuklarımı, işimi bıraktım gece demeden gündüz demeden Fenerbahçe’nin yolunda yürüdüm. Bu yolda hep doğru bildiklerimi yaptım. Kimsenin karşısında eğilmedim, bükülmedim. Çok eğilenler, çok sürünerek, yanımdan geçip gitmeye çalışanlar oldu ama zamanla hepsi ya ezildiler ya yok olup gittiler.

"BENİ EĞİP BÜKEMEYENLER..."
Sevenim de çok oldu sevmeyenim de. Beni kendilerine benzetemeyenler beni eğip bükemeyenler nefret etti benden. Kimsenin adamı olmadım, sadece Fenerbahçe’nin Başkanı, Fenerbahçe’nin adamı oldum. Asırlık bir çınara liderlik ettiğimi, Ulu Önder Atatürk’ün kulübüne başkanlık yaptığımı hiç aklımdan çıkarmadım. Onun gösterdiği yolda sporu sevdim, öğrettim, uyguladım. Hiç yanlış yola sapmadım, sapmak isteyene beni yanlış yola çekmek isteyene de hiç müsade etmedim.

Çalıştım, hep çalıştım. Amatör sporların Türkiye’nin geleceği gençler için ne kadar önemli olduğunu gördüm. Bu alanda liderlik ettim amatör şubelere devletten daha fazla yatırım yaptım. Popülizm yapıp tüm kaynakları futbola ayırmadım. Ülkemi, ülkemin uluslararası müsabakalarda, boksta, yelkende, atletizmde dalgalanacak şanlı bayrağını düşündüm.

Tesisler yaptım. Yeni sporcular yetişsin, "Bu ülkeden sporcu çıkmaz" diyenler Türk gencinin başarısını görsünler diye. Genç çocuklar önce Fenerbahçeli olsunlar, sonra ülkelerine milletlerine faydalı fertler olsunlar diye her yanda tesisler yaptım. Gençleri hep heveslendirdim, cesaretlendirdim. Minik takımdaki sporcularımın bile isimlerini öğrendim, antrenmanlarına gittim onlara moral verdim. Fenerbahçelilik nedir, nasıl Fenerbahçeli olunur, o çubuklu forma nasıl kutsaldır, öğrensinler diye mücadele ettim.

Çok mücadele ettim; sağlığımı verdim. Sağlığımdan ödün verdim ama Fenerbahçe sevdamdan ödün vermedim. Ameliyat masasından kalkıp takımımın başında deplasmana gittim. Beni gören taraftar stadyumları salonları doldurdu. Önce, onlar da bana kızdılar. Tribünde küfür ettirmedim, kavgaya, kargaşaya izin vermedim. Ama sonra onlar da anladılar her şeyin daha büyük bir Fenerbahçe yaratmak için olduğunu. Büyük Fenerbahçe taraftarı benim yaptıklarımı görüyor, biliyor. Onların bilmesi, onların görmesi kafi. Onların sevgisi bundan sonra bana yeter.

Titanik'te Türkler İddası

Gazeteci ve Araştırmacı Şenol Şahin Çörekçi, Titanik'te Türklerin de olduğunu iddia etti...

Almanya'da yaşayan Türk Gazeteci ve Araştırmacı Şenol Şahin Çörekçi, bir faciayla sonuçlanan tüm zamanların en ünlü gemisi Titanik'te hayatını kaybeden Türkler olduğunu ileri sürdü. Çörekçi, bu konunun Avrupalı araştırmacılarca bilindiğini, ancak Türk bilim adamlarının bu konuyu çok fazla bilmediklerini söyledi.

İŞTE TİTANİK'İN HİÇ YAYINLANMAMIŞ GÖRÜNTÜLERİ...

Şenol Şahin Çörekçi, AA muhabirine yaptığı açıklamada 1986 yılında gurbetçi olarak gittiği Almanya'da, çalışan Türkler başta olmak üzere Türk-Alman ilişkileriyle ilgili araştırmalar yaptığını söyledi.

Berlin Kreuzberg Amerikanische Gedenkbibliothek Kütüphanesi'nde bu çalışmalar kapsamında incelemelerde bulunduğu sırada Titanik adlı geminin batması sırasında ölen Türklerle ilgili yeni bilgilere ulaştığını anlatan Çörekçi, konuyla ilgili Türkçe'ye tercüme edilmemiş birçok Almanca ve İngilizce kaynağı taradığını anlattı.

Titanik'te ölen Türklerle ilgili bilgilerin yer aldığı ''Königin der Meer'' (Denizlerin Kraliçesi) adlı kitapta Titanik'te yolculuğa çıkan ve faciada ölen Türk uyruklu Ermeni vatandaşların listeleri ile Türk mühendis ve işçiler tarafından yapıldığı bildirilen elektrikli Türk hamamı resimlerinin yer aldığını anlatan Çörekçi, şöyle devam etti:

''Kitapta geminin yapımı, yolculuğu ve batışıyla ilgili çok geniş bilgiler ve resimler yer alıyor. Kitapta gemi inşaatında çalışan işçilerle ilgili bilgilerin yanı sıra Türk hamamıyla ilgili detaylı resim ve açıklamalar var. Bu kitabın Türk araştırmacılar tarafından çok fazla bilindiğini sanmıyorum. Bu kaynağa ve bilgilere tesadüfen ulaştım. Titanik'te ölen Türklerle ilgili ciddi araştırmaların yapılması gerekiyor. Amacım, Titanik'te ölen Türk vatandaşları da anılsın. Her yıl Titanik'te ölen çeşitli ülke vatandaşları anılıyor.''

TÜRK HAMAMINA GİREN KADININ GÜNLÜĞÜ
Kitapta Türk hamamına giren ve muhtemelen faciadan kurtulan bir kadına ait günlükten bölümlerin de yer aldığını da anlatan Çörekçi, ''1 dolarlık hamama giriş biletinde faciadan bir gün önce kadının hamama girdiği anlaşılıyor. Kadın günlüğünde ilk kez bir hamam gördüğü ve çok ilginç geldiğinden bahsediyor'' diye konuştu.

Çörekçi, kitapta Titanik'in inşaatında 15 bin işçinin çalıştığının belirtildiğine de dikkati çekerek, ''Bunlar arasında çalışan Türklerin isimlerin mutlaka belirlenmeli. Titanik'te ölen Türklerle ilgili ciddi araştırmaların yapılması gerekiyor'' diye konuştu.

Kitapta yer alan belge ve resimlere göre, Türk Hamamı'nın makine dairesinin hemen üstünde ve geminin tabanındaki lüks yolcu kamaralarının bulunduğu bölümünde yer aldığını belirten Çörekçi, ''Türklerin Titanik'in inşasında çalıştığı kamuoyunda bilinen bir durumdu. Ancak ben Titanik'in inşasında bir avuç Türk değil de yüzlercesinin çalıştığını, hatta bu Türklerin gemi içesine bir Türk hamamı inşa ettiklerini ve Türk Hamamı'nın birinci sınıf yolcular için yapıldığını yeni öğrendim'' diye konuştu.

Hamamın yapımı için Türkiye'den o dönemde mühendis ve işçilerin İrlanda'ya gitmiş olabileceklerini belirten Çörekçi, sözlerini şöyle sürdürdü:

''1909 yılında başlanan Titanik'in inşası, 3 yıl sürdü. Burada Türklerin Titanik'in inşasında rol aldıklarını ve çalıştıklarını kesin bir şekilde öğrenmiş olduk. Titanik'te yapılan hamamın ise dünyanın ilk elektrikli Türk hamamı olduğunu öğreniyoruz. Lüks bir hamam. Burada da büyük olasılıkla Türk hamamcıların çalıştığını görüyoruz. Çünkü bu dönemde hamam kültürünü Türkler yoğun bir şekilde yaşatıyor. Kaynakta 'Das Türkishe Bad' şeklinde bir bölüm yer alıyor. Titanik'in batmasından sonra yayınlanan ölüm listelerinde Osmanlı kimliği taşıyan yolcu isimlerine rastlıyoruz. Ermeni asıllı Türk yolcular bunlar. Benim elimde bunların 6'sının ismi var. Ancak listede yer almayan Türk çalışanlar olduğunu biliyoruz. Bunların Trabzon başta olmak üzere Türkiye'nin kıyı bölgelerinden giden Türkler oldukları sanılıyor. Ancak listede isimleri görülmüyor. Bizler ancak açıklanan listeleri biliyoruz.''

Titanik'teki hamamın Avrupalı araştırmacılarca bilindiğine işaret eden Çörekçi, Türk bilimadamları ve araştırmacıların bu konuyu çok fazla bilmediklerini sözlerine ekledi.

A.Ü TARİH BÖLÜMÜ ÖĞRETİM ÜYESİ DOÇ. DR. ORAL

Akdeniz Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Oral, Titanik'te bir Türk hamamı olduğu bilgisinin Türk kamuoyunca bilinmediğini söyledi. Kendisinin de Şenol Şahin Çörekçi'nin araştırmaları sonucu bunu öğrendiğini ifade eden Oral, internet ortamında konuyla ilgili bazı bilgilerin yer aldığını, ancak bunların kaynaklarının mevcut olmaması nedeniyle bilimsel olarak kabul görmediğini bildirdi.

Titanik'in yapımından batışına kadar Türklerin etkin konumda bulunduklarının bilindiğini ancak bunları gösterir belgelerin henüz ortaya çıkarılmadığını da belirten Oral, ''Titanik'te Türk işçilerin çalıştığı biliniyordu ancak bu kayıtlı bir bilgi değildi. Adına filmler çevrilmiş, kitaplar yazılmış bir olayda Türklerin de bariz bir şekilde görülmesi bizim açımızdan sevindirici. Bu konu araştırılması gereken bir çalışma'' dedi.

''BATMAZ'' DENİLEN GEMİ
White Star Line şirketinin sahibi olduğu Olympic sınıfı bir yolcu gemisi olan Titanik, Harland and Wolff (Belfast, İrlanda) tersanelerinde üretildi. 14 Nisan 1912 gecesi daha ilk seferinde bir buz dağına çarpmış ve iki saat kırk dakika içinde Kuzey Atlantik'in buzlu sularına gömülmüştü. Titanik, 1912'de yapımı tamamlandığında dünyadaki en büyük buharlı yolcu gemisiydi. Batışı bin 517 kişinin ölümüyle sonuçlandı ve dünya savaşları dışındaki en büyük deniz felaketlerinden biri olarak tarihe geçti.

Titanik'te, dönemin en ileri teknolojileri kullanılmıştı. Birçok insan tarafından ''Batmaz'' denilen geminin bu derece ileri teknoloji ve eğitimli mürettebata rağmen batışı bir çok insanı şoka sokmuştu. Titanik'in batışı ve içerisinde yer alan ünlü isimler nedeniyle medya tarafından sürekli gündeme getirilmiş ve Titanik'le ilgili çok sayıda film çekilmişti.

Amerikan donanmasından emekli Robert Ballard'ın gemi enkazını 1985'de bulması Titanik'in ününe olan ilgiyi artırmış ve bu ilginin günümüze kadar devam etmesini sağlamıştı.

Sinyali müdahale merkez'den!

Merkez Bankası, Avrupa krizinin derinleşmesi halinde faize dokunma mesajı verdi...

HABERTURK.COM EKONOMİ SERVİSİ
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu bugün faiz kararını açıkladı. Politika faizi beklendiği gibi değiştirilmeyerek yüzde 6.25'te bırakıldı. Kurul kararının ardından yapılan açıklama ise çok önemli mesajları bünyesinde barındırıyor. Özellikle Avrupa'daki borç krizine dikkat çeken Merkez Bankası, krizin derinleşmesi halinde faiz enstrümanını gündemine alabileceği mesajını verdi.

PPK'DAN YAPILAN AÇIKLAMA ŞÖYLE:
"Para Politikası Kurulu (Kurul), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı ile Bankamız bünyesindeki Bankalararası Para Piyasası ve İstanbul Menkul Kıymetler Borsası Repo-Ters Repo Pazarı'nda uygulanmakta olan faiz oranlarının aşağıdaki gibi sabit tutulmasına karar vermiştir:

a) Politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı yüzde 6,25,
b) Gecelik faiz oranları: Merkez Bankası borçlanma faiz oranı yüzde 1.50, borç verme faiz oranı yüzde 9, açık piyasa işlemleri çerçevesinde piyasa yapıcısı bankalara repo işlemleri yoluyla tanınan borçlanma imkanı faiz oranı yüzde 8,
c) Geç Likidite Penceresi Faiz Oranları: Geç Likidite Penceresi uygulaması çerçevesinde, Bankalararası Para Piyasası'nda saat 16.00-17.00 arası gecelik vadede uygulanan Merkez Bankası borçlanma faiz oranı yüzde 0, borç verme faiz oranı yüzde 12.

İŞSİZLİK ORANI
Son dönemde iktisadi faaliyete dair açıklanan veriler Nisan Enflasyon Raporu'nda sunulan çerçeveyi büyük ölçüde teyid etmektedir. Özel tüketimde yavaşlama işaretleri gözlenirken yatırım talebi ılımlı bir seyir izlemekte, dış talep ise zayıf görünümünü korumaktadır. İstihdam koşullarındaki iyileşme devam ederken işsizlik oranları kriz öncesi seviyelerine dönmüştür. Bununla birlikte, güçlü verimlilik artışlarının da katkısıyla birim işgücü maliyetleri azalmakta, zayıf dış talebin etkisiyle imalat sanayinde kapasite kullanım oranları düşük düzeylerini korumaktadır. Kısa vadede temel (çekirdek) enflasyon göstergelerinin bir miktar daha yükselmesi beklense de iktisadi faaliyetteki yavaşlama nedeniyle artışın sınırlı kalacağı tahmin edilmektedir.

BDDK VE MERKEZ BANKASI'NIN UYGULADIĞI POLİTİKA!
Son dönemde Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun aldığı tüketici kredilerine yönelik önlemler ve maliye politikasındaki sıkı duruş Merkez Bankası'nın uyguladığı politika bileşimini destekleyerek iç ve dış talebin dengelenmesine katkıda bulunmaktadır.

CARİ AÇIK
Kurul, uygulanan politikalar sayesinde iç talebin kontrol altına alındığını belirtmiş ve yılın son çeyreğinden itibaren cari dengede iyileşmenin gözlenmeye başlayacağını teyid etmiştir.

AVRUPA KRİZİ
Bu değerlendirmeler doğrultusunda Kurul, iktisadi faaliyetteki yavaşlamayı ve son dönemde küresel ekonomideki giderek artan belirsizlikleri de göz önüne alarak mevcut politika bileşiminde bir değişikliğe gitmemiştir. Bununla birlikte Kurul, bazı Avrupa ülkelerindeki kamu borcu sorununa ve küresel büyümeye ilişkin endişelerin risk iştahını olumsuz etkilemeye devam etmesi halinde faiz koridorunun kademeli olarak daraltılmasının uygun olacağını belirtmiştir. Ayrıca, gelişmiş ülke ekonomilerindeki sorunların daha da derinleşmesi ve yurt içi iktisadi faaliyetin durgunluk sürecine girmesi halinde bütün politika araçlarının genişletici yönde kullanılmasının söz konusu olabileceği ifade edilmiştir.
Açıklanacak her türlü yeni verinin ve haberin, Kurul'un geleceğe yönelik politika duruşunu değiştirmesine neden olabileceği önemle vurgulanmalıdır. Para Politikası Kurulu Toplantı Özeti beş iş günü içinde yayımlanacaktır."

sonunda LYS sonuçları açıklandı

İşte sonuçlar...

Lisans Yerleştirme Sınavı (LYS) sonuçlarına göre, MF-1 ve MF-2 puan türünde Kırşehir Prof. Dr. İlhan Kılıçözlü Fen Lisesi'nden Murat Kaan Erdal; MF-3 ve MF-4 puan türünden Ankara Fen Lisesi'nden Aycan Doğa Hakyemez; TM-1, TM-2, TM-3 puan türünde Özel Yamanlar Anadolu Lisesi'nden Deniz Çağlın, TS-1 ve TS-2 puan türünde İstanbul Lisesi'nden Utku Evci birinci oldu.

LYS sonuçlarına göre, DİL-1, DİL-2 puan türünde İstanbul Kabataş Lisesi'nden Can Berk Özşen, İstanbul Galatasaray Lisesi'nden Evrim Bilal Engin, İstanbul Lisesi'nden Zeynep Gizem Topçak; DİL-3 puan türünde Özel Bahçeşehir Fen ve Teknoloji Lisesi'nden Arda Çınar, İstanbul Galatasaray Lisesi'nden Evrim Bilal Engin birinci oldu.

EN BAŞARILI LİSELER FEN LİSELERİ

LYS'de en başarılı liseler fen liseleri olurken, bu liseleri askeri liseler ile Anadolu liseleri izledi. En başarısız liseler endüstri meslek liseleri oldu. İmam hatip liselerinin genel lise düzeyine oldukça yakın puanlar alabildikleri görüldü. ÖSYM LYS ile ilgili olarak, ''İkinci aşama sınavlarında elde edilen sonuçlarda normal dışı bir duruma rastlanmamıştır. Bazı testler geçen yıla oranla zor olmasına rağmen genel olarak geçen yıl yapılan sınavlar ile uyumlu bir sonuç dağılımı elde edilmiştir'' açıklaması yaptı.

LYS'DE 3K SÜRPRİZİ

En başarılı illler: Kilis, Kırşehir, Karabük.

EN BAŞARISIZ İLLER 'HAT'TI

En başarısız iller: Hakkari, Ağrı, Tunceli

473 KİŞİNİN SINAVI İPTAL

LYS'de, sınavlara giren toplam 2 milyon 19 bin 865 adaydan toplam 473'ünün sınavı geçersiz sayıldı.

LYS'de 500 tam puan alan aday sayısı her puan türünde 1'er kişi iken, MF-1'de 823, MF-2'de 621, MF-3'de 504, MF-4'de 704, TM-1'de 106, TM-2'de 85, TM-3'de 79, TS-1'de 16, TS-2'de 16 kişi 480 ve üstünde puan aldı.

1 SORU İPTAL
ÖSYM, LYS-2'de bulunan Kimya Testi'nin ana soru kitapçığındaki 16. sorusunda yazım hatası bulunduğu için sorunun iptal edildiğini bildirdi.

ÖSYM'DEN AÇIKLAMA
ÖSYM'den LYS sonuçları ile ilgili yapılan açıklamada, ''Ortaya atılan asılsız birçok iddiaya rağmen, LYS sınavlarının hazırlanmasında ve uygulanmasında tedbirler en üst düzeye çıkarılmış ve sınav süreci yakından izlenmiştir. Bu kapsamda süreci sabote etmeye yönelik birkaç girişim, alınan önlemler sayesinde önceden fark edilmiş ve süreç herhangi bir sorun yaşanmadan tamamlanmıştır. Soru kitapçıklarının basım ve sevkiyat çalışmaları yakından izlenmiş ve sınavlar sırasında basım hatalarının olmaması için sürecin her anı yakın takip altında tutulmuştur. Alınan önlemler sayesinde basım hatasından kaynaklanan hiç bir yedek kitapçık kullanılmadan LYS tamamlanmıştır'' denildi.

TERCİH İŞLEMLERİ

ÖSYM'den yapılan açıklamaya göre, 2011-Öğrenci Seçme Yerleştirme Sistemi (ÖSYS) tercih işlemleri de 25 Temmuz 2011 tarihinde başlayacak ve 5 Ağustos 2011 tarihinde saat 17.00'de sona erecek.

Bu kez kötü haber FIFA'dan

FIFA, Türkiye'de şike bağlantıları tespit etti...

FIFA Güvenlik Komitesi Başkanı Chris Eaton, “Biz de Türkiye’de bazı bağlantılar tespit ettik. Bilgileri, kesinleştirdikten sonra 3 hafta içinde Türk yetkililerle paylaşacağım. Bu konuda TFF ve Türk polisi ile çalışmak istiyorum. Hatta polise ilgi çekecek bilgiler verdim” dedi

AHaber kanalına konuşan FIFA Güvenlik Komitesi Başkanı Chris Eaton, Türkiye’nin gündemine oturan şike depremiyle ilgili çarpıcı tespitlerde bulundu. Eaton, “Türkiye de bazı bağlantılar tespit edildi. Bu bağlantıları yetkililerle paylaşmayı planlıyorum. Bilgileri kesinleştirdikten sonra 3 hafta içinde Türk yetkililerle de paylaşacağım. Bu konuda TFF ve Türk polisi ile çalışmak istiyorum. Eğer bir suç önüme gelirse, benim görevim bunu yetkililere ulaştırmaktır. Türk polisiyle de bazı toplantılarımız oldu, onların ilgisini de çekecek bilgiler verdim” diye konuştu.

“CİDDİYE ALIYORUZ”
Chris Eaton, bu konudaki bir kamuoyu açıklamasının doğru olmayacağını belirtip “Birçok ülkeden bilgi elde ettik. Tabii ki spesifik bilgiler vermeyeceğim ama olayı çok ciddiye aldığımızı söylemeliyim. Sayın Blatter da söylemişti. Hiçbir şekilde suçluların futbola bulaşmasına izin vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

FIFA Güvenlik Komitesi Başkanı, verilebilecek cezalarla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: “Türk yetkililerle konuşmadan size bir şey söylemem. Söyleyebileceğim tek şey; Singapur’da şike soruşturmasında bir kişi hapse mahkum edildi. Bence Türk futbolu daha iyi olacak. Polis soruşturmasının sonuçlarını görüyorum. Federasyonun kararı önemli değil ama Türkiye kendini çok güçlü bir davaya adamış olacak, bu da sağlıklı bir geleceğe işaret ediyor.”

Şok Karar Büyükanıt İçin

E.Org Yaşar Büyükanıt'a, Şemdinli davasında yargı yolu gözüktü...

Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi, müdahil avukatlarının eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt ve 3 komutan hakkında, Van Cumhuriyet Başsavcı Vekilliğince soruşturma başlatması talebini kabul etti.

Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde 9 Kasım 2005'te meydana gelen patlamayla ilgili yargılanan tutuklu sanıklar astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz ile terör örgütü PKK itirafçısı Veysel Ateş'in yargılanmasına, uyuşmazlık mahkemesinin kararıyla Van. 3. Ağır Ceza Mahkemesinde yeniden başlandı.

Müdahil avukatları, mahkemenin, dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ile Genelkurmay Başkanlığı Harekat ve Planlama Daire Başkanı Erdal Öztürk, Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı Korgeneral Selahattin Uğurlu ve Hakkari İl Jandarma Komutanı Erhan Kubat hakkında, Van Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasını talep etti.

Müdahil avukatlarının söz konusu kişilerle ilgili talebini değerlendiren mahkeme heyeti de talebi kabul ederek, Van Cumhuriyet Başsavcı Vekilliğine yazı göndererek gereğinin yapılmasını kararlaştırdı.

4 Temmuz 2011 Pazartesi

Meclis Başkanı Belli Oldu

Üçüncü tur oylamada 322 oy alan AK Partili Cemil Çiçek TBMM'nin 26. Başkanı oldu...


Meclis Genel Kurulu'nda, TBMM Başkanlığı seçimi sona erdi.

İlk tur oylamada AKP'nin adayı Cemil Çiçek 302 oy, MHP'nin adayı Tunca Toskay da 50 oy aldı. AKP'li aday Zelkif Kazdal ise 23 oy aldı. Oylamaya toplam 376 milletvekili katılırken AKP'li aday Kazdal ilk turun ardından adaylıktan çekildi.

İkinci turda Cemil Çiçek 322 oy alırken Toskay 52 oy aldı. Üçüncü tura geçildi. Üçüncü tur sonunda Meclis Başkanı Cemil Çiçek seçildi.
Meclis Genel Kurulu'nda, TBMM Başkanlığı seçimi sonuçlandı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile CHP milletvekillerinin katıldığı ancak oy kullanmadığı Genel Kurul'da, beklentilerin aksine AKP ve MHP'den CHP'nin katılımına ilişkin itiraz gelmedi.

Genel Kurul'da oy kullanma kabinlerinin yakınında olan hükümet sıraları Başkan Ekşi'nin uyarısı ile boşaltılırken Başbakan Erdoğan da milletvekili sıralarında oturdu. Başbakan Erdoğan ilk tur oylama boyunca eski Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin ve AKP'nin TBMM Başkan adayı Cemil Çiçek'le birlikte oturdu. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise ilk tur oylamada Oyunu kullandıktan sonra Genel Kurul salonundan ayrıldı.

Fenerbahçe'den Yeni Açıklama

Fenerbahçe Kulübü'nden şike soruşturması kapsamında yapılan aramalarla ilgili yeni bir açıklama daha geldi...


Fenerbahçe Kulübü, İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen ve kulüp başkanı Aziz Yıldırım'ın da aralarında bulunduğu çok sayıda kişinin gözaltına alınmasıyla ilgili borsaya bir açıklama gönderdi.

Fenerbahçe Sportif Hizmetler Sanayi ve Ticaret A. Ş. 'den Kamuyu Aydınlatma Platformu'na gönderilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

"Kamuoyunun malumu olan; İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen bir soruşturma kapsamında diğer bazı spor kulüplerinin yöneticileri yanında Fenerbahçe Spor Kulübü'ndeki yöneticilik sıfatları nedeniyle yönetim kurulu başkanımız Sayın Aziz Yıldırım ve yönetim kurulu Üyemiz Sayın Şekip Mosturoğlu gözaltına alınmışlardır.

Bahis konusu soruşturma kapsamında yapılan arama ve incelemeler şirketimiz evrak ve kayıtlarını kapsamamaktadır. Ayrıca şirketimizin soruşturma dönemindeki faaliyet konusunun da soruşturma konusu ile herhangi bir ilgisi bulunmamaktadır. Soruşturmaya ilişkin açıklanması gereken başka bir husus bulunmamaktadır. Yöneticilerimiz hakkında yürütülen işlemler kapsamındaki gelişmeler özel durumların kamuya açıklanmasına ilişkin düzenlemelere uygun olarak kamuyla paylaşılacaktır. "

Fenerbahçe'DEN "ŞİKE" AÇIKLAMASI

Fenerbahçe Spor Kulübü Yönetim Kurulu, sabah gerçekleştirdiği toplantının ardından kulübün internet sitesinde süreç ile ilgili açıklamada bulundu.

Yapılan açıklamada yaşanan süreçte yönetim ve tüm camianın Türk adaletine olan güveninin tam olduğu belirtilerek, "Söz konusu sürecin en kısa zamanda tamamlanarak, adaletin yerini bulacağı konusunda şüphemiz yoktur. Kulübümüz avukatları süreci anbean takip etmekte ve gerekli tüm hukuki girişimler ve değerlendirmeler anında yapılmaktadır. " denildi.

Fenerbahçe Spor Kulübü'nün 104 yıllık bir geçmişe sahip ciddi ve büyük bir kurum olduğu vurgulanan açıklamada, şu ifadelere yer verildi: " Dünyanın sayılı spor kulüplerinden biri olan, hisseleri borsada işlem gören, yüzlerce çalışanı ve iki bine yakın lisanslı sporcusu bulunan ve dokuz dalda faaliyet gösteren kulübümüz, tüm sportif ve ticari faaliyetlerini dün olduğu gibi bugün de aynen ve kesintisiz biçimde sürdürmektedir ve yarın da sürdürecektir. Şartlar her ne olursa olsun kulübümüz her tür yükümlülüğünü tam ve eksiksiz yerine getirebilecek güçtedir.

Söz konusu soruşturmanın henüz çok yeni olması ve hukuki detayların tam olarak bilinmemesi nedeniyle çok sayıda spekülasyon ve yanlış yorumlar yapılmaktadır. Bilgi kirliliği içerisinde, kulübümüz hakkında yanlış yorumlarda bulunmamak adına, kamuoyunun resmi makamlar ve kulübümüz tarafından yapılan açıklamalar dışında hiçbir açıklama ya da yoruma itibar etmemesini önemle hatırlatırız. Basın kuruluşları ve yorumculardan da beklentimiz, kulübümüz ve camiamıza zarar verebilecek nitelikte ve henüz kesinleşmemiş konular hakkında yanlış yorumlar yapmaktan kaçınmalarıdır.

Milyonlarca taraftarı bulunan, Türkiye'nin en büyük sivil toplum örgütü Fenerbahçe Spor Kulübü, bugün içinde bulunduğu süreçten geçmişte de olduğu gibi yine camiasının kenetlenmesi ile çıkacaktır. "

Kaddafi'ye TMSF'den de Bir Darbe

TMSF, Arap Türk Bankası'nın Lfb Mülkiyetindeki Hisselerine El Koydu...


BDDK, BM Kararı çerçevesince Libyan Foreign Bank'ın mülkiyetinde bulunan Arap Türk Bankası A Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), Birleşmiş Milletmer (BM) Kararları çerçevesinde Libyan Foreign Bank'ın (LFB) mülkiyetinde bulunan Arap Türk Bankası A. Ş. 'deki yüzde 62. 37 oranındaki hisselere ait temettü dışındaki ortaklık haklarını, Libya'da devam eden süreç sonuçlananana kadar Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu(Fon) tarafından kullanılmasına karar verdi.

BDDK, Arap Türk Bankası Hakkında yazılı bir açıklama yaptı. Libya'da devam eden olaylar sonrasında Libya hükümeti ile bağlantılı olan gerçek ve tüzel kişiler ile ilgili muhtelif yaptırımların uygulanmasına yönelik Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyinin 1970 ve 1973 sayılı kararlarının Türkiye bakımından da gereklerinin yerine getirilmesi amacıyla Bakanlar Kurulu'nca 21 Haziran tarihinde Karar alındığı ve söz konusu Karar'ın Resmi Gazete'nin 2 Temmuz 2011 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlandığı vurgulanarak, Karar'ın ekinde sayılan yaptırım uygulanacak kuruluşlar arasında Arap Türk Bankası A. Ş. 'de (Banka) yüzde 62. 37 oranında nitelikli pay sahibi olan ve hakim hissedar konumunda bulunan Libyan Foreign Bank'ın (LFB) da yer aldığı ifade edildi. Açıklamada şöyle denildi:

"Bu nedenle, 5411 sayılı Bankacılık Kanununun (Kanun) 8. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde yer alan kurucuların gerekli itibara sahip olması şartının bu aşamada ortadan kalkmış olduğu ve bunun yanı sıra mezkur Bakanlar Kurulu Kararı'nın beşinci maddesinin 5 numaralı fıkrasında "Ek-4'te isimleri kayıtlı gerçek veya tüzel kişilerin Türkiye'de sahip oldukları hisselere ait temettü dışındaki ortaklık haklarının kullanımı ile yönetimi ilgili mevzuat uyarınca atanan Türkvatandaşlarınca kontrol edilen tüzel kişiler hakkında birinci ve ikinci fıkralarda öngörülen tedbirlerin uygulanmayacağı, bu kapsamdaki hisselere ait temettü dışındaki ortaklık haklarının kullanımını ve yönetimini kontrol etmek üzere ilgili mevzuat uyarınca atanan Türk vatandaşları ile Türk kanunlarına tabi olan gerçek veya tüzel kişilerin kendi hisselerinitemsilen atananların ilgili tüzel kişiler nezdinde bu maddede öngörülen tedbirleri uygulamakla yükümlüdür. ' denilmek suretiyle LFB'nin hakim sermayedar olduğu İtalya'da mukim Banca UBAE SpA ile İspanya'da mukim Aresbank S. A. hakkında ilgili ülke otoritelerince geliştirilen uygulamalara benzer şekilde bir uygulamaya başvurabilme imkanı getirildiği dikkate alınarak Kanunun 18 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca LFB mülkiyetinde bulunan söz konusu hisselere ait temettü dışındaki ortaklık haklarının, BM Güvenlik Konseyi'nin 1970 ve 1973 sayılı Kararları ile mezkur Bakanlar Kurulu Kararı'nın uygulaması LFB açısından sona erdirilinceye kadar TMSF tarafından kullanılmasına karar verilmiştir. "

-"İŞLEMLER DAHA SAĞLIKLI İLİŞKİLER TESİS ETMESİNİ SAĞLAYACAK"-

BDDK'nın açıklamasında Arap Türk Bankası'nın Mali yapısının sağlamlığı, likidite ve sermaye yeterliliği düzeyi gibi temel bankacılık göstergeleri bakımından BDDK düzenlemelerine uyumlu bir bANKA olduğunu vurgulayan BDDK, bankanın bankacılık faaliyetlerine devam ettiğini ifade etti.

BDDK, Libya'da devam eden süreç sonuçlanana kadar, Bankanın ana ortağı olan LFB'nin mülkiyetinde olan hisselere ait temsilin Fonu temsil eden Yönetim Kurulu üyeleri tarafından yerine getirilecek olmasının BANKA'nın bahse konu Bakanlar Kurulu Kararını uygulamakla yükümlü taraflar ile yapacağı iş ve işlemlerde daha sağlıklı ilişkiler tesis etmesini sağlayacağının altı çizildi. - Ankara

CHP den Son Dakika Kararı

CHP'li muhalifler olağanüstü kurultay için topladıkları imzaları tamamlamaktan vazgeçti...


CHP'li muhalifler yemin krizi nedeniyle CHP'nin ve Türkiye'nin özgün koşullar içinde bulunduğunu gerekçe göstererek, yeterli imzayı bulduklarını iddia etmelerine karşın, kurultay isteklerini geri çektiklerini açıkladılar.

CHP, MECLİSE GİRECEK AMA OY KULLANMAYACAK

CHP, TBMM Başkanlığı seçiminde Genel Kurul Salonu'nda oturacak, ancak oy kullanmayacak CHP, TBMM Başkanlığı seçiminde Genel Kurul Salonu'nda oturacak, ancak oy kullanmayacak.

TBMM Genel Kurulu saat 14. 00'te Meclis Başkanı'nı seçme üzere toplanacak. Oturumda seçime geçmeden önce Başkanlığın, Genel Kurul'a sunuşları okunacak. Başkanlığın Genel Kurul'a sunuşlarında ise, ant içmeyen milletvekillerinin yemin etmesi ve Cumhurbaşkanlığı tezkereleri yer alıyor.

-"OTURACAĞIZ, OY KULLANMAYACAĞIZ"-

CHP Genel Başkan Yardımcısı Engin Altay, Meclis Başkanlığı seçiminde Genel Kurul'da olacaklarını belirterek, "Genel Kurul'da oturacağız ama oy kullanmayacağız" dedi.

Uzlaşmaya açık olduklarına işaret eden Altay, "Yemin yolunun açılmasını istiyoruz. Bundan sonraki tavrımız AKP'nin tavrına göre şekillenir" dedi.

-VEKİLLERE SMS GİTTİ-

Bu arada CHP milletvekillerinin cep telefonlarına gönderilen mesajda, "TBMM Genel Kurulu saat 14. 00'te toplanacaktır. Milletvekillerimizin 4 Temmuz 2011 Pazartesi günü saat 14. 00'te TBMM Genel Kurulu'nda hazır bulunmaları rica olunur" denildi.

Erdoğan En Çok Korkardı?

Başbakan Erdoğan kimden çok korkardı? Erdoğan, lisedeyken nasıl bir öğrenciydi? Erdoğan Kasımpaşa yıllarını anlattı...


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Özellikle ortaöğretimdeki yaşamım, bugünleri şekillendiren temel taşları oluşturdu. O dönemler olmamış olsaydı, bunlar olmazdı. O sosyal yaşam beni daha sonra siyasete taşıdı" dedi.

Başbakan Erdoğan, TRT Okul televizyonunda yayımlanan "Ben Öğrenciyken" adlı programda, çocukluk ve gençlik yıllarıyla öğrenim hayatına yönelik bilgiler verdi.

Erdoğan, çocukluğunun ve ilköğretim yıllarının Kasımpaşa'da geçtiğini anlattı.

Kasımpaşa'daki Piyale Paşa İlköğretim Okulu'nun evine yakın olmadığını ifade eden Başbakan Erdoğan, o dönemi, "Annemiz bizi her gün okula götürmüyordu. Yaz kış, yarım saat ayağınızda yamalı ayakkabılarla okula gidiş geliş yapıyorduk" diyerek anlattı.

Başbakan Erdoğan, annesinin bakraçlara doldurduğu suya buz koyarak, mahallerindeki futbol sahasında su ve simit sattığını belirtti.

Çocuk dönemindeki sokak Oyunlarının artık günümüzde kalmadığına vurgu yapan Başbakan Erdoğan, "İlkokulda biz kağıttan top yapardık. Kağıtları top haline getirir iple bağlayıp top oynardık. Buna ayakkabı dayanır mı? Ayakkabılarımız da delik deşik olurdu" diye konuştu.

-"BABAMDAN KORKARDIM"-

Reis Kaptan lakaplı babasını çok sevdiğini anlatan Başbakan Erdoğan, bir çok karakteristik özelliğini de babasından aldığını kaydetti.

Başbakan Erdoğan, babasının kendisini tatil günlerinde motorla, Galata ve Tophane'de gezdirdiğini ifade ederek, "Babam çok asabiydi ama asabi olmanın yanında çok disiplinliydi, babamın o disiplinli oluşu, prensipli oluşu noktasında babama karşı olan ilgi, alakam çok fazlaydı. Ama şunu da söyleyeyim babamdan korkardım" dedi.

Hayatının dönüm noktasını ilkokul 5. sınıfta yaşadığını söyleyen Erdoğan, o günleri şöyle andı:

"İhsan Hocam okulumuzun müdürüydü, bakıldığı zaman müdürdü. Namaz bahsini okutuyorlar bize. Öğretmen 'Kim namaz kılacak' diye sordu. Ben el kaldırdım, beni hemen çağırdı. Yere bir gazete serildi. Gazeteyi serince, ben de dedim ki

'Öğretmenim gazetenin üzerinde namaz olmaz' dedim. Ensemi şöyle bir okşadı, 'nasıl olacak' dedi. 'Masa örtüsü olabilir' dedim. Masa örtüsü serildi, sonra namazı kıldım. İhsan Hocam, rahmetli babacığımı davet etti. Babama 'Biz Tayyip'i imam hatip okuluna gönderelim' diyor. Babam da aslında çok ceberut ama İhsan Hocam'a çok saygısı var. 'Nasıl takdir ederseniz' diyor. Bizim dünyamıza imam hatip böyle girdi. "

-İLK TRANSFER ÜCRETİ 500 LİRA-

Okuldaki sosyal etkinliklerin yanı sıra futbol merakının devam ettiğini belirten Başbakan Erdoğan, mahalle takımından sonra, ilk transferini amatör kümede yaşadığını, ilk transfer ücretinin ise 500 lira olduğunu anlattı.

Başbakan Erdoğan, futboldan kazandığı en önemli şeyin ise kolektif düşünce ve dayanışma olduğunun altını çizdi.

Yatılı okul yıllarında babasından aldığı harçlıkların kitap masraflarına yetmediğini, bu nedenle kartpostal satarak, yeni kitaplar için para kazandığını kaydetti.

İmam hatip mezunu olması nedeniyle üniversiteye giriş hakkının bulunmadığını, bu nedenle Eyüp Lisesi'ni de bitirmek zorunda kaldığını ifade eden Başbakan Erdoğan, "Biz mücadelenin içinden geldik" ifadesini kullandı.

Başbakan Erdoğan, o günlere baktığında "iyi ki yapmışım" dediği şeyi ise şöyle anlattı:

"Sosyal yaşamı o yıllarda tatmış birisi olarak bundan çok mutluyum. Yani asosyal birisi olmadım. Gerek sosyal hareketlerin içerisinde aktif olmak, gerek siyaseti o yıllardan itibaren yakından takip etmek, bunları artı değerler olarak görüyorum. Özellikle ortaöğretimdeki yaşamım bugünleri şekillendiren temel taşları oluşturdu. O dönemler olmamış olsaydı, bunlar olmazdı. O sosyal yaşam beni daha sonra siyasete taşıdı. Siyasette de ondan sonrası devam etti. "

-BAŞARISININ SIRRI-

Başbakan Erdoğan, "Başarısının sırrı" hakkında ise şunları söyledi:

"Birincisi başarıya inanacaksınız, ikincisi bilgi, birikim çok önemli. Üçüncüsü bu alanda bir tecrübe kazanmak. Dördüncüsü ve en önemlisi hangi işi yaparsanız yapın, onu takip edeceksiniz. Böylece neticeyi yakalayacaksınız. "

Gençlere de tavsiyelerde bulanan Başbakan Erdoğan, "Her zaman aklımızda tutmamız gereken şey şudur, bu toplumun bir değerler silsilesi var. Bu değerler silsilesi içerisinde biz tarih yazmışız. Bizi biz yapan değerler. Bizim bunu kaybetmemiz gerekiyor ve yok oldu denildiği anda bu millet küllerinden yeniden ayağa kalkmıştır işte o küllerinden yeniden ayağa kalkan bu milletin o zaman ki gençliği neyse, şu anda da bizim aynını yeniden tesis etmemiz lazım" diye konuştu.

"Ben öğrenciyken" programı, 5 Temmuz Salı günü saat 14. 25'te, 6 Temmuz Çarşamba günü saat 22. 05'te, 9 Temmuz Cumartesi günü ise saat 21. 40'ta TRT Okul kanalında olacak.

Şike İddiaları

Ve siyasilerden gündeme bomba gibi düşen şike iddialarıyla ilgili ilk açıklamalar...


Devletin zirvesi ve siyasiler de bu operasyonu yorumladı. İşte o yorumlar:

Başbakan Erdoğan: Değerlendirme yapmam doğruz olmaz. Ancak detay bilgiler elimde olduğu zaman ben de bir değerlendirme yapma şansı bulabilirim. Yargı bir karar vermiş, karar neticesinde de güvenlik güçleri de böyle bir operasyonu yapmışlar. Temenni ederim ki herhangi bir sıkıntılı durum çıkmaz

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç: Bu Türkiye'nin gerçek hukuk devleti olmaya doğru hızla yol aldığını gösteriyor

İçişleri Eski Bakanı Beşir Atalay: Bizim dönemimizin en önemli özelliği çetelerle, mafyayla, suç örgütleriyle mücadeledir. İster sporda ister başka alanlarda olsun. Bu tür şeyler ortaya çıksın, iyi araştırılsın, iyi yargılansın. Türkiye'de spor olsun başka konularda olsun temiz, şeffaf, açık bir toplum olma yolunda hızla ilerliyor. Varsa bir şey ortaya çıksın.

Eski TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin: Benim dönemimde de işaretler vardı ama yasa yoktu. Üzüntüyle izliyorum. Türk futbolunun geçmişi için üzüntü verici, geleceği için umut verici.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik: Ben bu işlerden çok anlamam ama yüzde 5'i bile doğruysa çok vahim. Türk sporu adına çok vahim. İnşallah temizlenmeye yol açar. Bütün memlekette herkes temiz iş yapmalı. Temiz siyaset, temiz spor, temiz gazetecilik...

AK Partili Milletvekili Hakan Şükür: "Görüntü her ne kadar ciddiyet kazanmış olsa da bundan sonraki sürecin, bir sporcu olarak, bir ders niteliğinde olmasını, bir daha olmamasını, aklanmalarını, öyle şekilde çıkmalarını diliyorum. " dedi.

Şike Operasyonu Yılmaz Vural'a Kadar Uzandı

Gündeme bomba gibi düşen "futbolda şike soruşturması" büyüyerek devam ediyor...


Gündeme bomba gibi düşen "Futbolda şike soruşturması" kapsamında Konyaspor Eski Teknik Direktörü Yılmaz Vural aranıyor. Beşiktaş Asbaşkanı Serdal Adalı ile İstanbul BŞB Oyuncusu İbrahim Akın da ifade için gözaltına alınacak.

Spor Toto Süper Lig'in 25. haftasında Şükrü Saracoğlu Stadı'nda oynanan ve Fenerbahçe'nin 2-0 kazandığı Konyaspor maçında da şike yapıldığı iddia edildi.

Bu iddia üzerine tüm oklar geçen yıl Konyaspor'da teknik direktörlük görevinde bulunan Yılmaz Vural'a çevrildi. Vural, emniyet güçlerince gözaltına alınmak için aranıyor.

Fenerbahçe'nin 2-0 kazandığı karşılaşmada sarı-lacivertli takımın gollerini Semih Şentürk ve Niang kaydetti.

ADALI GERİ ÇAĞIRILACAK

Beşiktaş Kulübü Asbaşkanı ve Futbol Komitesi Başkanı Serdal Adalı'nın, Türkiye Kupası maçı için İstanbul Büyükşehir Belediyesporlu Oyuncu İbrahim Akın'a "Bu maçta oynama sakın. Seni mutlaka Beşiktaş'a alacağım" dediği iddia edildi.

Bu sabah siyah-beyazlı takımın Avusturya'da devam edecek yeni sezon hazırlıklarında kafile başkanı olarak bulunacak olan Serdal Adalı, takımla beraber kampa gitti.

Adalı, havaalanında yaşanılanlarla ilgili sorulan sorulara "Yargıya intikal etmiş konu hakkında konuşamam" yanıtını verdi.

Beşiktaş yöneticinin ilerleyen günlerde Türkiye'ye geri çağırılacağı, İbrahim Akın'la birlikte gözaltına alınacağı öğrenildi.

AVUKATI SERKAN'I YÜRKİYE'YE GÖNDERMEDİ

Sike soruşturmasında adı geçen Gençlerbirlği'nin futbolcusu Serkan Çalık Almanya'da tedavide iken aldığı haber üzerine, dün kulüp yetkilileriyle yaptığı görüşmede "Benim ilgim yok, hemen ilk uçakla geliyorum" dediği öğrenildi.
Fakat dün gece Türkiye'ye gelmeyen Çalık ile kulüp yetkililerinin bugün tekrar görüştüğü ortaya çıktı. Serkan Çalık'ın avukatı tarafından gönderilmediği ve olayın şeklinin birkaç gün içersinde belli olacağı ifade edildi

Suikast İddiası Obama'ya

FoxNewsPolitics hesabında bu sabah ABD Başkanı Barck Obama'nın öldüğü duyuruldu...


Amerikan Fox News'un siyasi Twitter hesabı "hack"lendi.

FoxNewsPolitics hesabında bu sabah ABD Başkanı Barck Obama'nın öldüğü duyuruldu.

Atılan altı tweette Obama'nın Iowa'da suikasta kurban gittiği, saldırganların bilinmediği iddia edildi.

Hesabın derhal askıya alındığı kaydedildi. - NEW YORK

TBMM Baskanlik Secimi

TBMM 24. dönem milletvekilli seciminden sonra TBMM baskanlik secimi de yapildi basbakan recep tayyip erdogan, devlet bahceli ve kemal kilicdaroglu TBMM genel kuruluna erkenden geldi...


TBMM 24. dönem milletvekilli seciminden sonra TBMM baskanlik secimi de yapildi basbakan recep tayyip erdogan, devlet bahceli ve kemal kilicdaroglu TBMM genel kuruluna erkenden geldi

Köln Başkonsolosu'ndan Referandum Desteği İstedi

Almanya'nın Köln kentinde göçmen akademisyenler tarafından kurulan Sivil Toplum Kuruluşu DEIN Köln, 10 Temmuz'da Godorf limanının genişletilip genişletilmemesi konusunda Köln'de yapılacak olan referandumun Türk vatandaşlarına duyurulması için Türkiye'nin Köln Başkonsolosluğu'ndan destek istedi...


Almanya'nın Köln kentinde göçmen akademisyenler tarafından kurulan Sivil Toplum Kuruluşu DEIN Köln, 10 Temmuz'da Godorf limanının genişletilip genişletilmemesi konusunda Köln'de yapılacak olan referandumun Türk vatandaşlarına duyurulması için Türkiye'nin Köln Başkonsolosluğu'ndan destek istedi. Godorf limanıyla ilgili halk oylamasında, Almanya'da ilk kez Alman veya Avrupa Birliği (AB) vatandaşı olmayan Kölnlüler de oy kullanacak. Vatandaş olmayan göçmenlerin bu halk oylamasına yoğun katılımının ise, Köln ve diğer kentlerde benzer halk oylamaları ve uzun vadede yerel seçimlerde AB vatandaşı olmayan göçmenlere de seçim hakkı verilmesinin kapılarını açabileceği bildiriliyor.

Almanya Köln Uyum Meclisinde yabancıları temsil eden ve Türk kökenli akademisyenlerin kurduğu Sivil Toplum Kuruluşu DEIN Köln, Köln Başkonsolos'u Mustafa Kemal Basa'yı ziyaret ederek, halk oylamasının duyurulması konusunda destek istedi. Başkonsolos Basa'ya Almanya'da yaşanan problemler hakkında bilgi veren DEIN Köln üyeleri, Köln'de yaşayan Türklerin eğitim konusunda yaptıkları politik ve yerel çalışmaları anlatırken 2014 yılında yapılacak belediye meclisi seçimlerine Köln'de, çok güçlü akademik bir kadroyla katılacaklarını bildirdi.

Almanya'da ilk kez bir referandumda başta Türkler olmak üzere vatandaş olmayan göçmenlere de seçme hakkı tanındığını hatırlatan DEIN Köln üyeleri, Köln'deki Türk kökenli vatandaşlarında mutlaka Godorf Limanı referandumuna katılmaları gerektiğinin altını çizdi. DEIN Köln başkanı, işletme mezunu İbrahim Küçükyıldız "DEIN Köln olarak biz, yeni dönemde bünyemizde barındırdığımız çok kaliteli akademisyenlerle birçok projeye imza atacağız" dedi.

DEIN Köln Proje Koordinatörü ve Üniversite öğrencisi Bahar Aslan, "Köln'deki eğitim bilinçlendirilmesi için öncelikle ailelere ulaştık ve bunun için ailelere yönelik seminerlerde bulunacağız. Ayrıca gençlere yol göstermek amacıyla eğitim seminerleri de vereceğiz" diye konuştu.

DEIN Köln yönetim kurulu üyesi ve işletme mezunu Gülgün Durdu da "2014 yılındaki Köln belediye meclisi seçimlerine şimdiden hazırlandık ve bunun alt yapısını da bitirdik" ifadelerini kullandı. DEIN Köln uyum meclisi üyesi, bilgisayar Mühendisi Musa Çavuş ise, "Bir dahaki dönemdeki uyum meclisi seçimlerinde biz DEIN Köln olarak, vatandaşları bilinçlendirerek daha çok oy alacağız ve belediye meclisi seçimleri için Köln'ün diğer şehirlere bir model teşkil etmesini sağlayacağız. Belediye seçimlerine hazırlanırken, Leverkusen, Troisdorf, Neuss, Grevenbroich, Aachen, Mönchengladbach gibi şehirlerle sürekli bağlantıdayız ve gün geçtikçe yeni akademik arkadaşlar kazanıyoruz" dedi.

Türkiye'nin Köln Başkonsolosu Mustafa Kemal Basa da "DEIN Köln çok çalışan örnek ve genç bir akademik kurumudur. Köln'de yaşayan Türk vatandaşlarının, toplumsal siyasi karar süreçlerine katılmasına olanak sağlanması güzel bir gelişmedir. Bu itibarla, yasal olarak imkanı olanların Godorf Limanı referandumuna katılmaları yararlı olacaktır" dedi.

Atiye ve Anadolu Ateşi Gecesi

Muğla'nın Milas İlçesi'ne bağlı Güllük Beldesi'nde bu yıl 19'uncusu düzenlenen 'Hermias Deniz Şenliği ve Balıkçılık Festivali', sanatçı Atiye konseri ve Anadolu Ateşi Dans Topluluğu gösterisiyle sürdü...


Muğla'nın Milas İlçesi'ne bağlı Güllük Beldesi'nde bu yıl 19'uncusu düzenlenen 'Hermias Deniz Şenliği ve Balıkçılık Festivali', sanatçı Atiye konseri ve Anadolu Ateşi Dans Topluluğu gösterisiyle sürdü.

Atiye'yi dinlemek, Anadolu Ateşi'ni izlemek isteyen yaklaşık 15 bin kişi, belediye futbol sahasını doldurdu. Güllük Belediyesi ile Güllük Turizmini Geliştirme ve Çevre Koruma Derneği'nin organize ettiği festivalin 3'üncü gününde ilk olarak Atiye sahneye çıktı. Atiye, söylediği birbirinden hareketli şarkılarla dinleyenleri coşturdu.

Atiye'nin yaklaşık iki saat süren konserinden sonra sahneye çıkan Anadolu Ateşi Dans Topluluğu, 65 kişilik kadrosuyla unutulmaz gösteri sundu.

Arbede Yine Adliye Önünde

Muş merkeze bağlı Üçdede Köyü'nde 2 yıl önce 5 kişinin yaşamını yitirdiği olayla ilgili davanın bugün görülen duruşmasında tarafların yakınları birbirine girdi...

Muş merkeze bağlı Üçdede Köyü'nde 2 yıl önce 5 kişinin yaşamını yitirdiği olayla ilgili davanın bugün görülen duruşmasında tarafların yakınları birbirine girdi. Polis, kavgaya karışan 3 kişiyi gözaltına aldı.

Üçdere Köyü'nde 2009 yılı Mayıs ayında Yıldırım ve Özcan aileleri arasında çocuk meselesi yüzünden kavga çıktı. Kavga sonucu Özcan Ailesi'nden 3, Yıldırım Ailesi'nden ise 2 kişi yaşamını yitirdi. Muş 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün saat 09. 00'da görülen davayı takip etmek için Adliyeye gelen iki ailenin fertleri arasında tartışma çıktı. Yumruklarla birbirlerine giren aileler polis tarafından Adliye önünden güçlükle uzaklaştırıldı. İstasyon Caddesi'nde taraflar yeniden kavga etti. Polisin müdahale ettiği olayda 3 kişi gözaltına alındı. - Muş

Müslüman Annelere Sırp Anne de Destek Verdi

Sırp canisi Ratko Mladiç'in Lahey'deki duruşma sırasında en heyecanlı olanlar belki de Srebrenitsa'da yakınlarını kaybeden ve kendilerine "Srebrenitsa anneleri" adını veren Bosnalı kadınlardı...


Onlardan biri olan Munira Subasic "Srebrenitza'da iki oğlum yirmi yakınım kayboldu. Ona (Mladiç) uygun bir ceza bu dünyada yok. Biz Müslüman'ız. Allah onun cezasını ahirette verecek. " dedi.

Duruşmaya katılmak için Sırbistan'dan gelen Staşha Zayoviç ise "Sırp asıllıyım. Davayı başından beri destekliyorum. Aynı acıların Srebrenitza'da bir daha yaşanmaması için davayı desteklemek için Srebrenitza annelerine yardıma geldim. Müslümanlar bizim komşularımızdı. Davanın uzatılmadan mutlaka mahkûm edilmesi gerekiyor. " ifadelerini kullandı.

Ara verilen duruşmaya 15. 15'te başlanması bekleniyor.

Din Eğitimi Halledilmesi Gereken Bir Eğitim Sorunudur

Kur'an kurslarına yönelik tartışmaların sürdüğü KKTC'de Din İşleri Bakanlığı tarafından organize edilen "Din Bilgileri Kursu" bugün başladı...


KKTC'de Din İşleri Bakanlığı tarafından organize edilen "Din Bilgileri Kursu" bugün başladı. KKTC Din İşleri Bakanı Talip Atalay, KKTC'deki yaz sezonu din dersinin halledilmesi gereken bir eğitim sorunu olduğunu ve bu sorunun eğitimciler tarafından halledilmesi gerektiğini söyledi. Bu yılki kuran kurslarını din bilgileri ismiyle yapıldığını söyleyen Atalay, kurslarda kullanılacak ders kitabının İlköğretim 4 ve 5'inci sınıflarda okutulan Din ve Ahlak Kültürü kitabından faydalanılarak hazırlandığını ifade etti.

KKTC Din İşleri Başkanlığı'nın, Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı işbirliğiyle düzenlediği "Din Bilgileri Kursu" 5 ilçede ve 22 okulda bugün başladı. Din İşleri Başkanı Doç. Dr. Talip Atalay, yaklaşık 2 bin öğrencinin katıldığı kursa ilişkin basın toplantısı düzenledi. Atalay, kurumun görevlerinden birinin, ilgililerle işbirliği içinde din eğitimi talebini karşılamak olduğunu söyledi.

Milli Eğitim Bakanlığı ile işbirliği içinde çağdaş normlarda eğitim süreci başlattıklarını ve bunun bir ay süreceğini belirten Atalay, kurslarda kullanılacak ders kitabının İlköğretim 4 ve 5'inci sınıflarda okutulan Din ve Ahlak Kültürü kitabından faydalanılarak hazırlandığını kaydetti. Talip Atalay, bu kitaba bağlantılı bir çalışma kitabının da basılmak üzere olduğunu ve öğrencilere dağıtılacağını bildirdi.

İlk ilkelerinin talep etmeyen ve dilekçe vermeyen kimseye din eğitimi vermemek olduğunu söyleyen Atalay, 2 bin civarında vatandaşın çocukları için dilekçeyle din eğitimi için başvuru yaptıklarını kaydederek, bu rakamın sadece Gazimağusa'da 523, İskele'de ise 504 olduğunu kaydetti.

Din kursu eğitimini okullarda güvenilir bir ortamda vermek istediklerini ifade eden Atalay, bu kursların Milli Eğitim Bakanlığı'nın her türlü denetimine açık olmasını savunduklarını, ayrıca bu işe karşı çıkan sivil toplum örgütleriyle görüşme taraftarı olduklarını ifade etti. Atalay, "geçmiş yıllarda yaşanan nahoş olayları istemediklerini belirterek, toplumun huzur, sükûnet ve sağlığı anlamında katkı koymak istediklerini, halkın taleplerinin devlet tarafından, güvenilir eller tarafından sağlanması gerektiğini" söyledi. Talip Atalay, bu konuda kendilerinden farklı düşünenlerle bir araya gelmek istediklerini de yineledi.

Devletin aciz olmadığını ve hiç olmayacağını kaydeden Atalay, Fransa gibi laikliğin en sert uygulandığı ülkelerde bile devletin vatandaşların din konusundaki taleplerini karşılamada asla kenarda durmadığını belirtti. Din eğitiminin dünyanın her yerinde bir realite olduğunu kaydeden Atalay, din kurslarına, ilkokul üçüncü sınıfı bitirmiş her öğrenciyi dilekçeyle kabul ettiklerini söyledi. Kursun adının "Din İşleri Başkanlığı Dini Bilgiler Kursu" olduğunu ifade eden Atalay, "Kuran kursu vermiyoruz. " dedi.

Geçmişte, Kıbrıs Türk eğitim tarihinde kuran kurslarının yeri olduğunu örnekleriyle anlatan Atalay, Dini Bilgiler Kursu'nun haftada beş gün ve günde dört ders saati olacağını, okullardaki teorik eğitimin yanı sıra öğrencilerin camilerde pratik yapacaklarını söyledi.

Bu konunun, bir eğitim sorunu olduğunu ve eğitimcilerle halledilmesi gerektiğini kaydeden Atalay, din kurslarını yasal olarak düzenlemesi gerekenin kendileri olduğunu, saygı zemininde her türlü tartışmaya hazır olduklarını ifade etti. Atalay, kurslarda hazırladıkları kitaplardan başka kitap okutulmayacağını, bu yıl "okul basma" gibi olaylar olacağına inanmadığını kaydederek, "Birbirimizi kırmayalım, incitmeyelim" dedi.

ATALAY: BİZİM YAPMAMIZI İSTEMİYORLARSA KENDİLERİ YAPSINLAR

Din bilgileri derslerine KKTC'den bazı sendikaların tepki gösterdiğinin hatırlatılması üzerine Atalay şunları aktardı: "Bu bir eğitim sorunudur ve eğitimciler tarafından halledilmelidir. Biz yapmayacaksak eğer onlar yapsınlar. Talep var bu konuda bunun yapılması gereklidir. Bu bizi ilgilendiren bir konudur ancak eğitimciler kendilerini bu konuda mükellef taraf olarak görüyorsa onlar halletsinler. Saygı çerçevesinde her şeyi tartışmaya hazırız. Okullarda hiç bir şekilde Arapça eğitimi yapılmayacaktır. Camii de de Arapça eğitimi verilmeyecek. Camiler sadece bir uygulama alanı olaraktır. Namaz kılmayı, abdest almayı dua okumayı öğrenecekler. "